Türk Metal Sendikası ve Uludağ Üniversitesi'nin 3 - 6 Mayıs 2018 tarihleri arasında düzenledikleri "5. Akademek - Söz Çalışma Ekonomisi Öğrencilerinde Kurultayı"na katıldım. Kurultayın ana tartışma konusu bu yazının başlığını oluşturan "Endüstri 4.0 ve Sendikalar" olarak belirlenmiş ve Türkiye'nin dört bir yanından gelen Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri öğrencileri bu konuda sunumlar hazırlamışlar. Aslında Endüstri 4.0'ı tartışmanın bile erken olduğu bir ortamda bu konunun sendikalarla olan ilişkisine yönelik yapılan çalışmalar haliyle hayali birer literatür taramasından öteye geçememiş.
Her ne kadar Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri öğrencileri arasında sendikal farkındalığı artırmaya yönelik güzel bir organizasyon olsa da bu sene seçilen konu kurultayın biraz istenen sonucu verememesine neden oldu. Son zamanlarda her yerde duyduğumuz ve "geleceğe hazırlanın" sloganlarıyla teknoloji liselerinin reklamlarında sürekli karşımıza çıkan bu Endüstri 4.0 nedir ona biraz değinelim ardından kurultayın neden istenen sonucu vermediğine ilişkin fikirlerimi sizlerle paylaşacağım.
Nedir bu Endüstri 4.0? Yeni bir çağ başlıyor artık. Bilgi çağı adını verdiğimiz bu çağ için aslında 2000'li yılların başında konuşulmaya başlanmıştı. Hatırlarsınız. Windows 95, Windows XP'nin olduğu, internet kafelerde GTA Vice City ve GTA III oynadığımız dönemler. Counter Strike'daki karakterler bile piksel pikseldi o zamanlar. Daha o zaman günümüzdeki teknolojinin zerresi yokken bilgi çağına geçtik deniliyorsa şimdi hangi çağdayız diye de düşünmüyor değilim hani. Neyse lafı fazla uzatmadan Endüstri 4.0 olarak adlandırdığımız yeni endüstri teknolojisi özünde otomasyon sisteminin temel noktası olarak görülmektedir. Yani artık üretim sisteminde hiçbir şekilde insan gücünün/emeğinin kullanılmadığı tamamen makineler ile üretimin gerçekleştirilmesi sürecidir. Endüstri 4.0 ile sadece üretim değil hizmet sektöründe dahi akıllı sistemlerin kullanılması planlanmaktadır. Buna en güzel örnek olarak Amazon'un ve Philips'in şimdilik test amaçlı kurmuş oldukları içinde hiçbir insanın çalışmadığı marketleri örnek verebiliriz. Aşağıdaki videoda da göreceğiniz üzere stok yönetiminden ürünlerin satılmasına kadar tüm süreçler otomasyon sisteminin bir parçası...
Peki Endüstri 4.0 ile çalışmakta olan vasıfsız çalışanlar olarak adlandırdığımız herhangi zanaat ile uğraşmayan ve el becerisi olmayan insanlar ne olacak? Bu da hükümetlerin ve devletlerin yönlendirmesine ve yeni çağa ayak uydurmasına dayanan bir durum. Eğer devletler Endüstri 4.0'a ilişkin yeni reformlar geliştirmezlerse birçok insan işsiz kalacak.
Peki Endüstri 4.0 ile çalışmakta olan vasıfsız çalışanlar olarak adlandırdığımız herhangi zanaat ile uğraşmayan ve el becerisi olmayan insanlar ne olacak? Bu da hükümetlerin ve devletlerin yönlendirmesine ve yeni çağa ayak uydurmasına dayanan bir durum. Eğer devletler Endüstri 4.0'a ilişkin yeni reformlar geliştirmezlerse birçok insan işsiz kalacak.
Peki sendikalar bu konuda bir şey yapamazlar mı? Zamanında Cem Davran ve Hande Ataizi'nin başrollerini paylaştığı Ruhsar dizisini hatırlayanlarınız vardır. O diziden aklımda kalan karakterlerden birisi de reklam firmasının sahibi Önder Bey'dir. Çalışanlarını grev yapmadıkları için azarlayan bir patrondu. Şimdi nerede öyle işveren? Bize Önder Bey gibi patronlar gerek dostlar... Her ne kadar kapital düzen içerisinde kendine bir yer edinmiş olsa da çalıştırdığı işçinin emeğini göz ardı etmeyen sonuna kadar hakkını veren patronlar lazım. Yoksa ekonomi politikalarını bile işverenlere göre yapan hükümetler olduğu sürece sendikaların yapabilecekleri şeyler kısıtlı. Örnek vermek gerekirse; Türkiye'de sendikalaşma oranı 2018 yılı Ocak ayına göre %12,38 ve toplu iş sözleşmesinden yararlanma oranı ise tahmini olarak %5 ila %6 arasında. Ancak Belçika'da 2018 yılında sendikalaşma oranı %54,2 iken toplu iş sözleşmesinden yararlanma oranı %99,2. Yani 11 milyon nüfusu olan Belçika, 4-5 milyon işçisine bizden çok daha fazla önem veriyor. Toplam 15 milyon işçimizin 1.5 milyonu sendikalı iken Belçika'nın 5 milyon işçisinin 2.7 milyonu sendikalı.
Kısaca demek istediğim sendikalar örgütlenme konusunda bir doyum noktasına ulaşamamışken Endüstri 4.0'a ayak uydurmaları uzak bir hedef olarak karşımıza çıkıyor. Sendikaların Endüstri 4.0'a uyum sağlamasından önce örgütlenme üzerinde ne denli etkili olabileceklerine yönelik stratejiler geliştirerek bu konu da çalışmalar yürütmeleri gerekmektedir.